UFKUMU AÇAN KİTAP - KENDİNE AİT BİR ODA - VİRGİNİA WOOLF

Aralık 26, 2017


Bu yazarın daha önce bir kitabını okumamıştım. İnstagram'da Rory Gilmore Kitap Kulübü isimli bir sayfada Eylül ayında seçilen kitaptı Kendine Ait Bir Oda. Bu aralar pek yetişemesem de bende elimden geldiğince seçilen kitapları alıp okumaya çalışıyorum. Bu kitabı okumakta Aralık ayına nasipmiş :)
Kırmızı Kedi Yayınevinden çıkmış bir kitap. Çevirisini İlknur Özdemir yapmış.
Kısaca Virginia Woolf hakkında bilgi vermem gerekirse -kitapta yayınlandığı kadarıyla- İngiliz yazar ve eleştirmendir. 25 Ocak 1882'de Londra'da doğdu. 20. yüzyılın en önemli modernist romancılarından birisi olarak kabul edilmesini sağlayan ''bilinçakışı'' tekniğinin en yetkin örneği Mrs. Dalloway'ı yazdı. Ardından Gece ve Gündüz, Orlando, Dalgalar, Deniz Feneri, Kendine Ait Bir Oda adlı kitapları yanında denemeleri ve yazılarıyla döneminin önde gelen edebiyat eleştirmenlerinden birisi olmuştur. Eşi Leonard Woolf'la ''Bloomsbury Grubu''nun kurucularındandır. İkinci Dünya Savaşı'nın başlarında 28 Mart 1941 yılında içine düştüğü ruhsal bunalım sonucu intihar etti.

Kitap kütüphaneye yeni mi alındı yoksa ilk ben mi aldım bilmiyorum ama kitabı alan ilk kişi ben olmuşum :) Yarın son gün, kütüphaneye teslim edeceğim.


Ben bu kitabı biraz yavaş yavaş, hazmederek, anlamaya çalışarak okudum. Gerek konusuyla gerekse kitap içinde verilen bilgilerle bana çok şey öğretti. Feminist bir kitap olarak görülebilir belki ama bunlar zaten erkekler tarafından da bilinen bizzat kadınlara yaşattıkları şeyler. Kitapları şu ya da bu kesime göre ayırmak ne kadar doğru olur bilmiyorum ama her kadının kesinlikle okuması gereken bir kitap. Bu kitabı okuduktan sonra dedim ki iyi ki edebiyat öğretmeni olacağım. Allah kısmet ederse öğrencilerime okutacağım kitapların başında geliyor. Aslında yazmak istediğim çok şey var ama yazamıyorum. Kitap ne kadar kadınların yazmasını istese de ben sanki kitap hakkında bir şey yazarsam büyüsünü kaçıracakmışım gibi geliyor. Onun için yazımı burada sonlandırıyorum ve kesinlikle bu kitabın okunmasını tavsiye ediyorum.

Kitaptan hoşuma giden bazı sözler ↓

Düşsel planda kadın son derece önemlidir; gerçek yaşamda ise tümüyle önemsiz. Şiiri bir baştan öbür başa kaplar; tarihte ise hiç görülmez. Kurmaca yazında kralların ve fatihlerin yaşamlarına hükmeder; geçek yaşamda ailesinin parmağına bir yüzük geçirdiği herhangi bir oğlanın kölesidir. Kurmaca yazında en esin dolu sözler, en derin düşünceler onun dudaklarından dökülür; günlük yaşamda hemen hemen hiç okuyup yazamaz ve kocasının malıdır. Tarih kadından hemen hemen hiç söz etmez.



Yazını da satın alamazlar ya, yazın herkese açıktır. Din görevlisi de olsanız, beni çimenlerden uzaklaştırmanıza izin vermeyi reddediyorum. Kitaplıklarınızı istediğiniz kadar kapatıp kilitleyin; ama benim aklımın özgürlüğüne vurabileceğiniz hiçbir kilit, hiçbir kapı, hiçbir sürgü yoktur.



Hiçbir erkekten nefret etmem gerekmez, çünkü o bana kötülük yapamaz. Hiçbir erkeği pohpohlamam gerekmez; onun bana verecek bir şeyi yok ki! Böylece hiç farkına varmaksızın kendimi, insan soyunun öbür yarısına karşı yeni bir tutum içine girer buldum. Herhangi bir sınıfı ya da cinsiyeti bir bütün olarak suçlamak saçmaydı.



Bu yazıları da okumalısın

0 yorum